top of page

İngilizce Müzik

Merhabalar, bugün sizlerle sosyal hayatımızda önemli bir yere sahip olan müzik ile ilgili çeşitli kavramlar, enstrümanları öğreneceğiz. Her zaman her anımızda bizleri yalnız bırakmayan müzik dünyasına İngilizce ile giriş yapalım vakit kaybetmeden :)





 

Müzik - Music

  • notasyon - notation

  • sol anahtarı - treble clef

  • nota çizgisi - stave line

  • fa anahtarı - bass clef

  • başlık - key signature

  • zaman işareti - time signature

  • nota - note

  • diyez - sharp

  • ölçü çizgisi - bar line

  • klasik müzik - classical music

  • heavy metal - heavy metal

  • rap - rap

  • hiphop - hip hop

  • rock müzik - rock

  • caz - jazz

  • reggae - reggae

  • pop - pop

  • Amerikan folk müziği - country music

  • bağımsız müzik - indie music

  • blues - blues

  • tekno - techno

  • soul - soul

  • disko - disco

  • yarım perde - half step

  • tam perde - whole tone

  • oktav - octave

  • dizi - scale

  • aralık - interval

  • ses bölgesi - pitch

  • nota süresi - note duration

  • ezgi - tune

  • melodi - melody

  • akord - chord

  • akord bağlantısı - chord progression

  • yüksek sesli - loud

  • sessiz - quiet

  • alçak sesli - soft

  • ilahi - hymn

  • aşk şarkısı - love song

  • ulusal marş - national anthem

  • tek başına - solo

  • düet - duet

  • ahenkli, akortlu - in tune

  • akortsuz - out of tune



 

Orkestra - The orchestra

  • senfoni orkestrası - symphony orchestra

  • gong - gong

  • trampet - snare

  • bas davul - bass drum

  • timpani - kettle drum

  • ksilofon - xylophone

  • borulu çanlar - tubular bells

  • orkestra şefi podyumu - conductor's podium

  • nota sehpası - music stand

  • orkestra şefi - conductor

  • şef çubuğu - baton

  • solist - soloist

  • opera sanatçısı - opera singer

  • partisyon - musical score

  • uvertür - overture

  • dörtlü - quartet

  • sanat - sonata

  • ses perdesi - pitch

  • bir enstrümanı akort etmek - to tune a instrument

  • koro - chorus

  • opera - opera



 

Müzik Enstrümanları - Musical Instruments

  • keman - violin

  • yay - bow

  • viyolonsel - cello

  • akustik gitar - acoustic guitar

  • arp - harp

  • elektro gitar - electric guitar

  • bas gitar - bass guitar

  • tuba - tuba

  • trombon - trombone

  • fagot - bassoon

  • obua - oboe

  • korno - French horn

  • trompet - trumpet

  • pikolo flüt - piccolo

  • saksofon - saxophone

  • klarnet - clarinet

  • flavta - flute

  • tef - tambourine

  • büyük zil - cymbal

  • hihat zil - hi hat

  • bateri seti - drum kit

  • çelik üçgen - triangle

  • marakas - maracas

  • tamtam - bongo drums

  • timpani - kettle drum

  • kastanyet - castanets

  • çıngırak - sleigh bells

  • pan flütü - pan pipes

  • davul tokmağı - drumstick

  • armonika - harmonica

  • gayda - bagpipes

  • akordiyon - accordion

  • kuyruklu piyano - grand piano

  • piyano - piano


 

Konserler - Concerts

  • rock konseri - rock concert

  • spot lamba - spotlight

  • mikrofon - microphone

  • müzik topluluğu - band

  • gitarist - guitarist

  • solist - lead singer

  • baterist - drummer

  • bas gitarist - bass guitarist

  • amfi - amplifier

  • konser salonu - concert venue

  • hayranlar - fans

  • müzik festivali - music festival

  • diskjokey (dj) - DJ

  • dj kontrol ünitesi - mixing desk

  • şarkı söylemek - to sing

  • şarkıya eşlik etmek - to sing along

  • ıslık çalmak - to whistle

  • tekrarlama - encore

  • sahneden seyircilerin üzerine atlama - crowd surfing

  • çoşku - rave

  • şarkı - song

  • şarkı sözleri - lyrics


 

Müzik dinlemek - Listening to music

  • stereo ses sistemi - stereo system

  • MP3 çalar - MP3 player

  • CD çalar - CD player

  • ses ayarı - volume control

  • hoparlör - speaker

  • plak - record

  • pikap - record player

  • USB girişi - USB port

  • radyo - radio

  • kulaklık - headphones

  • sözlü müzik parçası - vocal piece

  • beste - composition

  • enstrümantal parça - instrumental piece

  • akustik - acoustic

  • nakarat - chorus

  • melodi - tune

  • tempo - beat

  • kaset - cassette


 

İngilizce müzikle ilgili cümleler


  • I like music better than theatre (Müziği tiyatrodan daha çok seviyorum.)

  • I like listen music (Müzik dinlemeyi severim.)

  • I don't like country music (Amerikan folk müziğini sevmiyorum)

  • We like listen to music when we work (Çalıştığımız zaman müzik dinlemeyi severiz.)

  • Can you play bass guitar? (Bas gitar çalabilir misin?)

  • Would you like going to the concert with us today? (Bugün bizimle konsere gitmek ister misin ?)


 

Redhouse Resimlerle Türkçe-İngilizce sözcüğünde bulunan Müzikle ilgili bölümünede bir göz atmanızı tavsiye ederim. Renkli bir şekilde sizlere çeşitli müzik aletini, müzik terimlerini tanıtmaya çalışan çok güzel bir sözlük. Daha önceden bu sözlük hakkında bir bilginiz yoksa yazmış olduğum blog yazısına bir göz atmanızı öneririm.


Aşağıdaki linkten yazıya ulaşabilirsiniz :



 


Öğrendiğimiz müzik aletleri, müzik terimleriyle ilgili yapıları sesli olarak test etmek için Speak Languages uygulamasını sizlere önerebilirim. Gerçekten çok kullanışlı bir uygulama aşağıdaki linkten İngilizce müzik bölümünde ilgili birçok kavrama ulaşabilirsiniz.





Speak Languages daha önceden duymadıysanız bu uygulamayı tanıtan bir blog yazısı yazdım. Speak Languages çeşitli kelime ve kalıpları öğrenebileceğiniz ücretsiz ve sade bir sitedir.


Aşağıdaki linkten Speak Languages ile ilgili yazıya ulaşabilirsiniz :




 

Gelecek yazılarda görüşmek üzere. Herkese keyifli müzik dinlemeler :)

2.386 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page